Âyetler, necimler gibi ülfet perdesini deler atar.

Bizleri en evvel bu adet ve ülfet perdesini yırtacak elbette içinde hadsiz manaları barından ve kelam-ı ezeli olan Kelamullahtır. Böyle gözleri açmak içindir. Evet, gözleri açan yalnız nücum-u Kur’aniyedir.

Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın bütün kâinattaki âdiyat namıyla yâdolunan, harikulade ve birer mu’cize-i kudret olan mevcudat üstündeki âdet ve ülfet perdesini keskin beyanatıyla yırtıp, o hakaik-i acibeyi zîşuura açıp, nazar-ı ibretlerini celbedip, ukûle tükenmez bir hazine-i ulûm açar.

Felsefe hikmeti ise, bütün harikulade olan mu’cizatı-ı kudreti, âdet perdesi içinde saklayıp, cahilane ve lâkaydane üstünde geçer.

Üstadımızın ifadesiyle İ’lem Eyyühel-Aziz!İnsanları fikren dalalete atan sebeplerden biri ülfeti ilim telakki etmeleridir. Yani me’lufları olan şeyleri kendilerince malum bilirler. Hatta ülfet dolayısıyla adiyata teemmül edip ehemmiyet vermezler. Hâlbuki ülfetlerinden dolayı zannettikleri o adi şeyler, birer harika ve birer mu’cize-i kudret oldukları halde, ülfet saikasıyla onları teemmüle, dikkate almıyorlar;  Bunların meseli deniz kenarında durup denizin içindeki hayvanata ve içerisine nüfuz etmeyerek dalgalara ve güneşin deniz üstündeki yansımalarına bakıp Allah’ın azametine delil getiren adam gibidir. 

Ülfet ise, cehli mürekkep üstüne serilmiş bir perdedir. Hakikate bakılırsa zannettikleri ilim, cehildir. Bu sırra binaendir ki, Kur’an âyetleriyle insanların nazarını melufatları olan şeylere çeviriyor. Âyetler, necimler gibi ülfet perdesini deler atar. İnsanın kulağından tutar, başını eğdirir. O ülfetin altındaki havarik-ul âdât mu’cizeleri o âdiyat içerisinde gösterir.

Kaynak: Asrımızın Hastalığı: Ülfet